31 Aralık 2012 Pazartesi

Seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm
Yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm...
Çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde
Ellerine dokundun; sana inandı ölüm..

O efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden
Uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm..
Akkor dudaklarından ağı düştü içime
Yollarında yürürken sanki insandı ölüm...

Viran eylediğin gün yorgun hayallerini
Ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm..
Bir ömür vuslatını bekledi boynu bükük
Bilmem ki aşk uğrunda neden kınandı ölüm..

Süründü yıllar yılı karanlık köşelerde
Benim gibi kıvrandı, kahra dayandı ölüm..
Her akşam tufanında harap oldu güneşim
Gece baygın bir rüya, gündüz hülyandı ölüm..

Sensizliğin en ağır fermanıydı içimde
Dudaklarımdan sızan bir damla kandı ölüm..
Ölüm seni sevmektir bir celladın elinde
Bilmem hangi yürekte böyle sultandı ölüm..

Nurullah Genç

29 Aralık 2012 Cumartesi

..................
Anneme
Anne girdin düşüme.
Yorganın olsun duam;
Mezarında üşüme.

Anlamam, anlatamam.
Düşen düştü peşime,
Artık vadeler tamam...
İncitme
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.

Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin.

Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.

İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Irmak senden incinmesin.

Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana
Uzak senden incinme
         Abdurrahim Karakoç
Mende Mecnûndan Füzun Aşıklık İstedadı Var
Gazel

Mende Mecnundan füzun aşıklık istedadı var
Aşık-ı sadık menem Mecnunun ancak adı var

Kıl tefahür kim senin hem var ben tek aşıkın
Leylanin Mecnunu Şirinin eğer Ferhadı var

Ehl-i temkinem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde sabrı yok anın her lahza bin feryadı var

Öyle bed-halem ki ahvalim görende şad ol
Her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var

Gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta
Kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var

Ey Fuzuli aşk menin kılma nasihten kabul
Akıl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var



Açıklaması

Bende mecnundan daha fazla aşıklık özellikleri var
Sadık olan aşık benim, Mecnunun sadece adı var

Ben senin aşığınım ki bununla övünmelisin
Nasıl Leylanın Mecnunu, Şirinin Ferhadı var

Aklım başımda ey gül beni bülbüle benzetme
Onun derde sabrı yok her an feryadı var

Öyle kötü haldeyim ki halimi görenler mutlu olur
Zamanın çarkından kimin neşesiz bir gönlü varsa

Ey gönlümün kuşu, aşk aleminde boş boş gezme
Çunku bu alemin her yolunda birçok avcısı var

Ey Fuzuli! Aşkı yasaklayan nasihatçıya uyma
O aklın tedbiridir sanmaki onun bir temeli var
Acı / Seni de Vururlar Bir Gün Ey Acı
Seni de vururlar bir gün ey acı
Uçuşup durduğun kanatlarından
Sazın sözün türkülerin tükenir
Ellerin koynunda kalakalırsın

Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı
Gül açan yüzlerimizde
Göğeriyor rengin senin de

Biz seni
Tâ eskilerden tanırız
Hani göğüslerimize taş olur inerdin
Avuçlarımızda hira dağıydın

Al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde
Akdeniz rüzgarlarına karışan sendin

Biliyorum
Hiçbir tarih yazmayacak
Ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda
Göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize
Mitralyözlerin washingtondan ayarlandığını

Seni de yakarlar bir gün ey acı
Bir taptuk kul gözlerinden vurursa
Parmakların eğri ağaç tutamaz
Çığlıkların çağlar aşar duymazsın

Ve ben biliyorum
Örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı

Ve İbrahimin baltasını
Ben biliyorum

Nereden başladı bu kesik dans
Ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü
İnsanlar kim?

Kim kimin yanında
Kim kimin karşısında

Meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim

Üsküdar kız lisesinde okuyan genç kız
Çantasında kimin fotoğrafını taşıyor

Kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar
Neden gülüyorlar ki

Seni de vururlar bir gün ey acı
Filistinde sapan taşlı çocuklar
Dalın, kolun, fidelerin, budanır
Kuru bir kütükle kalakalırsın

Öyle bakmayın balkonlarınızdan
Fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu,
Damarlarımızı yırtıyor
Tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları
Pompalıyor yüreğime

Pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken,
Çeçenyada yiğitler
İnancın, emeğin ve aşkın
Kılcal damarlarına ulanıp sustular...
Ve ne Bağdattan
Ne Şamdan
Ne Mekkeden
Ne Diyarıbekirden
Ne istanbuldan
Ne Buharadan
Bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi
Duymuyor

Seni de vururlar bir gün ey acı
Halepçede soldurulmuş gül gibi
Bu sevdaya düşsen sen de yanarsın
Suskun, sıcak, uzun yaz geceleri

Ve siz
Ey analar,
Siz, gecelerinizi böler çocuklarınıza ninniler
Söylerdiniz

Hani siz, fatihler doğururdunuz...

Gelin-kızların giysileri kirletildi
Çocuklar hep yetim kalıyor

"Elem yecidke yetimen feava"

Ve ben biliyorum
Ben biliyorum
İstanbulun
Bağdatın
Diyarıbekirin
Mekkenin
Birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü sonra
Ey insan
Ey insanlık
Ayağa kalk

Kolları ve bacakları budanmış delikanlıları
Boyunları gövdesinden ayrılmış insanları
Gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu
Çocukları

Gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin
Ve bir gün
Bu dünya
Gül bahçesine dönecek
Bunu böylece bilin ve
Unutmayın


4 Kasım 2012 Pazar

AYRILIK....

Özlemi derinlemesine yaşamaktır ayrılık
 Hüzünlerin kesiştiği uzak noktadır ayrılık

Hatırlanacak güzelliklerin belirsizliğinde
 Geride ne bıraktığını bilememektir ayrılık

 Sevda üstüne türküler hayal etmek
 Söyleyecek söz bulamamaktır ayrılık

 Bülbülün güle yanışını hissiz seyretmek
Nedenini bilmeden iç çekmektir ayrılık

 Aynı hayat boyutunda yatay seyretmek ama
Hava boşluğunda gibi vurgun yemektir ayrılık

 Kış gecesi ıssız sokakta üşürken
Yüreğinde çöl ateşini hissetmektir ayrılık

 Bir gayeye yönelip doğru yolda yürürken
 Nereye gittiğini bilememektir ayrılık

 Eline kalem alıp şairlere özenmek
Gülmeye ya ağlamaya karar verememektir ayrılık

 Mehmet Akif Çeçen

28 Ekim 2012 Pazar

41000 hisse kurban ihtiyaç sahiplerine ulaştı Kurban 2012 Organizasyonumuzu Dünyada ve Türkiyede gerçekleştirdik. 41000 hisse kurban ihtiyaç sahiplerine ulaştı 27.10.2012 - 41000 hisse kurban ihtiyaç sahiplerine ulaştı İHH İnsani Yardım Vakfı olarak bu kurban döneminde bağışçılarımızın 41000 hisse kurbanını keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ekiplerimiz; ülkelere göre değişkenlik gösteren Kurban Bayramı başlangıç günündeki farklılıklar da baz alınarak perşembe, cuma ve cumartesi günleri boyunca kurban kesim ve dağıtımlarını; dünyanın 101 ülke ve bölgesinde ve Türkiye'de ise 66 il ve ilçe merkezinde Kurban kesim ve dağıtımları gerçekleştirdi. Yoksulluğun vurduğu, savaş ve doğal afetlerin tarumar ettiği coğrafyaların insanlarına destek olmayı öncelikli vazifesi gören İHH, bu yıl da emanet aldığı kurbanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. Günler öncesinden dünyanın farklı coğrafyalarına dağılan İHH ekipleri, ilk olarak; Makedonya, Arnavutluk ve Türkiye gibi bayrama Perşembe günü giren ülkelerde kurban kesim ve dağıtımlarına başladı. Daha sonra sırasıyla Cuma günü bayrama giren ülkelerde ve (Cumartesi) bugün de Kurban bayramına giren başta Arakan olmak üzere dünyanın pek çok coğrafyasında organizasyonlarımızı gerçekleştirdik. Kurban etlerinden 2 milyon kişi faydalandı İHH İnsani Yardım Vakfı bu yıl 41000 hisse kurbanı keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. 101 ülkede yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşan İHH ekipleri, ayrıca kurban kesimi için gittiği bölgelerde saha çalışmaları yaptı, insanların diğer ihtiyaçlarını da belirleyerek projelendirilmesi gerekenler hakkında raporlar hazırladı. Uzaklar yakın oldu, kardeşlik duyguları güçlendi İHH İnsani Yardım Vakfı, kurban paylarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken toplumlar arasında bir kardeşlik köprüsü kurmak ve insanlara umut ışığı olabilmek için bölge insanlarını sevgiyle kucakladı. İHH bağışçılarının vekalet yoluyla bağışladıkları kurbanları dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaştırarak Müslümanlar arasındaki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını daha da güçlendirdi.

25 Ekim 2012 Perşembe

çaresizlik mazlumların gözlerindeki acımıdır neden her bayram kanayan yaralarımız vardır gözlerimi her kapadığımda mazlumların hesap sormasından korkarımda ah bu çaresizlik bir şey yapamamak ne kötü biz bayramlara sevinirken onlar nelerin yokluğuyla üzlür bilinmez yoksa onlar gerçek bayramların ebdiyette olduğunu bilirde ümütle o günü beklerken biz sözde bayramlarla kendimizimi avuturuz ..... ya rabbi bayramın hürmeine tüm mazlumların göz yaşlarını sil onlara eksiklerini hissettirme acılarını dindir kalplerini habibinin sevgisiyle aydınlat senin beraberliğinle sururlandır...... amin BAYRAMSA BAYRAMIMIZ MU BAREK OLSUN MAVERA

23 Ekim 2012 Salı

Allah tan en büyük niyazım bir daha su topraklara yüz sürebilmek...

20 Ekim 2012 Cumartesi

16 Ekim 2012 Salı

Bir insan en çok kimin yanında susuyorsa, aslında en çok onunla konuşmak istiyordur ...........

9 Ekim 2012 Salı

Acı çekmiş hiç bir kimse artık eskisi gibi değildir.....
Iyi ki geçiyorsun zaman.... Ya acinin derinime isledigi zaman donsaydin.... Hz.Mevlana