23 Ocak 2013 Çarşamba

GÜLÜN  BAĞRINDA  SANCI..

Bir  hüzün  güle  dair,  bu Veda'nın  Hutbesi
Her  yağmur  hüznü  sever,  topraktandır  nefesi
Nerde  görüldü  güllerin  ayrılıkla  solduğu?
Bir  gülün  miâdının  altmış üç  yılda  dolduğu
Yıldıza  yeminle  başlayan  sözlerde  saklı
İncir  ve  dâhi  zeytin,  bu  vedayla  ağlamaklı

Vaktiyla  Hicaz'dan  değerli  bir  bahar  geçti
Beklenen  O  server bu  emin  beldeyi   seçti
Âlem,  kandille  döşeli  bir  sabaha  uyandı
Sokaklar  güneşi  milyon kat  büyüdü  sandı
Yörük  develer  mûkim, döndü  günahın  nevri
Küçük  kızlara  müjde, bitti  cehâlet  devri

Zîşan bir isme mihmandar,  Halime'nin  evi
Süt  kokulu  lîsanında,  yetimliği  münzevi
Her dâim  gri  bir  bulut, başının  üzerinde
Sessiz  çöl nakışları,cefâkar  ellerinde
Cennetten düşen bir  çift  cemre  gözleri
Şefkatin  terennümü,  bal  ırmağı  sözleri

Katıksız  sofrasında  bir hurma,  bir de  zeytin
Cesaret  nâmeleri  her  yerinde Ehl-i  Beyt'in
Omzunda  hasır  izi,  ayaklarında  nasır
Nazara  değdi  mühür,  ifşâya  hükmoldu  sır
Kalender  hânesinde  yoksulluk  bâki, ne  gam
Kisra'nın  Sarayı'nda  yoktu  böyle  ihtişam

Kırkında  gün  aldı  gül, hakikat  ayan  beyan
Tozlar savruldu  göğe, zühreye  vardı  tuğyan
Kolay mı  bir  yarayı  şifa  için  dağlamak?
Ateşin  çevresinde  gürül gürül  çağlamak
İnkâr  kentinin  ortasında,  bir isyan ki kopkoyu
Bu  inat,  cüzzamlı  ruhların  Ebrehe  soyu

Sen  şairsin  dediler, bunlar  eski  masallar
Zihnin  hayal  beşiği,  ellerin onu  sallar
İkiye bölündü  ay,  nehir  oldu  parmaklar
İpekten bir  yol oldu,  sarı  benizli kumlar
Dedi ki, versenizde  vazgeçmek  ne  kelime
Güneşi  bir  elime,  ayı  diğer  elime

Kalem  ile  yazmayı  öğretenin  ismiyle
Sayfaya  düştü  harfler,  katip  mürekkebiyle
Dermansı  nefesinden  döküldükçe  sûreler
Yasin'le  yüreklendi  bütün  değerli  sözler
Mâna  zırhını  giyen  cümle  kerim  âyetler
İnsanlığa  armağan  en  ebedi  çiçekler

Mekke  sokaklarında  Hicret'in  izleri  var
En  muştulu  gelişle, bahtiyar  oldu  Ensar
Karanlık  ilmek ilmek  yüreğinde  gecenin
Vahiy  tazeliğinde  yumurtası  güvercinin
Ve  ankebut  ağını  özenle  ördüğünde
Mucizeyle  sustu  zaman,çalgısız  bir düğünde

Hira'nın  düğünü  bu, inananlar  davetli
Sevr  dağındaki  ikbâl, ezelden  bereketli
Ağır  bir  hezimetle  yüzleştikleri  yerde
Haris  micrimlerin  gözüne  çekildi  perde
Gözleri  var  görmezler, gurur  sarhoşu onlar
Onlar için hazırlandı  nice müessif  sonlar

Bir  rüya kadar  süren gece  yolculuğuyla
Yedi  alemi  gezdi,  Cibril'in  soluğuyla
Refref'in  eşşliğinde  Hudut  Ağacı'na  vardı
Emsalsiz bir ihtişam  dört bir  yanını  sardı
Gözünün nuru  namaz, Miraç'ın  hediyesi
Ve  son  âyetleriyle  Bakara  sûresi

Kırılan  incinin  âhı  kimden  sorulur
Destan  yazmaya  kalksa, kalem bile  yorulur
Ashab'ın  kılıçları  kasırgayla  bilendi
Hendekte bitkin hisler, korkuyla  hançerlendi
Önde  şanlı  kumandan, kutlu  çağ  süvarisi
Müstahkem  burçlarıyla  mağrur, Hayber Kalesi

Yıldızlar dökülmedi  o günlere var daha
Bu  asır Saadet Asrı, kızgın  çöllere  vaha
Veysel'i bir  sevdayla küllerinden  doğdu nur
Sonsuzluğa  biad  etti Akabe'de  onur
Ay bile uyumadı değerlendirdi her ânı
O'ydu  mahzun  gönüllerin  biricik  kahramanı
     





YİTİK  ÖZNE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder