GÜLÜN BAĞRINDA SANCI..
Bir hüzün güle dair, bu Veda'nın Hutbesi
Her yağmur hüznü sever, topraktandır nefesi
Nerde görüldü güllerin ayrılıkla solduğu?
Bir gülün miâdının altmış üç yılda dolduğu
Yıldıza yeminle başlayan sözlerde saklı
İncir ve dâhi zeytin, bu vedayla ağlamaklı
Vaktiyla Hicaz'dan değerli bir bahar geçti
Beklenen O server bu emin beldeyi seçti
Âlem, kandille döşeli bir sabaha uyandı
Sokaklar güneşi milyon kat büyüdü sandı
Yörük develer mûkim, döndü günahın nevri
Küçük kızlara müjde, bitti cehâlet devri
Zîşan bir isme mihmandar, Halime'nin evi
Süt kokulu lîsanında, yetimliği münzevi
Her dâim gri bir bulut, başının üzerinde
Sessiz çöl nakışları,cefâkar ellerinde
Cennetten düşen bir çift cemre gözleri
Şefkatin terennümü, bal ırmağı sözleri
Katıksız sofrasında bir hurma, bir de zeytin
Cesaret nâmeleri her yerinde Ehl-i Beyt'in
Omzunda hasır izi, ayaklarında nasır
Nazara değdi mühür, ifşâya hükmoldu sır
Kalender hânesinde yoksulluk bâki, ne gam
Kisra'nın Sarayı'nda yoktu böyle ihtişam
Kırkında gün aldı gül, hakikat ayan beyan
Tozlar savruldu göğe, zühreye vardı tuğyan
Kolay mı bir yarayı şifa için dağlamak?
Ateşin çevresinde gürül gürül çağlamak
İnkâr kentinin ortasında, bir isyan ki kopkoyu
Bu inat, cüzzamlı ruhların Ebrehe soyu
Sen şairsin dediler, bunlar eski masallar
Zihnin hayal beşiği, ellerin onu sallar
İkiye bölündü ay, nehir oldu parmaklar
İpekten bir yol oldu, sarı benizli kumlar
Dedi ki, versenizde vazgeçmek ne kelime
Güneşi bir elime, ayı diğer elime
Kalem ile yazmayı öğretenin ismiyle
Sayfaya düştü harfler, katip mürekkebiyle
Dermansı nefesinden döküldükçe sûreler
Yasin'le yüreklendi bütün değerli sözler
Mâna zırhını giyen cümle kerim âyetler
İnsanlığa armağan en ebedi çiçekler
Mekke sokaklarında Hicret'in izleri var
En muştulu gelişle, bahtiyar oldu Ensar
Karanlık ilmek ilmek yüreğinde gecenin
Vahiy tazeliğinde yumurtası güvercinin
Ve ankebut ağını özenle ördüğünde
Mucizeyle sustu zaman,çalgısız bir düğünde
Hira'nın düğünü bu, inananlar davetli
Sevr dağındaki ikbâl, ezelden bereketli
Ağır bir hezimetle yüzleştikleri yerde
Haris micrimlerin gözüne çekildi perde
Gözleri var görmezler, gurur sarhoşu onlar
Onlar için hazırlandı nice müessif sonlar
Bir rüya kadar süren gece yolculuğuyla
Yedi alemi gezdi, Cibril'in soluğuyla
Refref'in eşşliğinde Hudut Ağacı'na vardı
Emsalsiz bir ihtişam dört bir yanını sardı
Gözünün nuru namaz, Miraç'ın hediyesi
Ve son âyetleriyle Bakara sûresi
Kırılan incinin âhı kimden sorulur
Destan yazmaya kalksa, kalem bile yorulur
Ashab'ın kılıçları kasırgayla bilendi
Hendekte bitkin hisler, korkuyla hançerlendi
Önde şanlı kumandan, kutlu çağ süvarisi
Müstahkem burçlarıyla mağrur, Hayber Kalesi
Yıldızlar dökülmedi o günlere var daha
Bu asır Saadet Asrı, kızgın çöllere vaha
Veysel'i bir sevdayla küllerinden doğdu nur
Sonsuzluğa biad etti Akabe'de onur
Ay bile uyumadı değerlendirdi her ânı
O'ydu mahzun gönüllerin biricik kahramanı
YİTİK ÖZNE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder