FASL I SÜRGÜN
İstanbul yarısı karalanmış bir şahbestedir
Namesi kulaklarımızda
Ve aşk hafızada kalanhatıralarla değil
Kalpte sızlayan yaralarda yaşar
*********************************************
*******************************************
********************************************
Senin nabızlarında atmaya başladı önce kalbim
Hayalinin fasl-ı bahar olduğu bir mevsimdim
Toprağına düştüm buz gibi bir kuzey ülkesinin
Nice güneşli ve nice heybetli şehirler gördüm
Hiç biriyle sensizliğin acısını söndüremedim
Bilirim .... yalnızca yüksek dağların zirvesine vurgundur,
Gül yangınlarıma nehirleri taşıyan rüzgar
Gölgem bile paspal bir şal gibi duruyorken omuzlarımda,
Kılavuzu yorgunluk olan vazgeçişlerdeyim
Susayan rüyalarımın tabirsiz çöllerinde
Beyaz reçetelerin üzerindeki okunaksız yazılar,
Soluk çizgilerini alnıma serdiğinden beri,
Dağa kaldırılan eşkiya isyanlarına dönüşüyor,
İlaç isimlerinin soğukluğunda ürperen yaşantım
Şimdi ... ellerin kentinde, eldeğmemiş bir kahırla
Aklıma düşüşünün sıla olduğu iklimlerdeyim
Ne güneşin yüzünde renk, ne yağmurun canında kan
Acımasız bir töre' nin hüznüne bürünen tutulası aylarım,
Aydınlık dileniyorum, vesikasını kaybetmiş bir ormanın cuma sabahlarından
Neden her sabah bir şafak söküyor , ördüğüm duvarları?
Yeniden inşa edilen ufuklarıma giydirdiğim kızıl mintan,
Ağarıyor tan yeri ağarmadan
Ve sen; tenha bir işrak vakti oluyorsun,
Tutuklu zamanlarımın perçemlerini boyayan
Söyle neresindesin , adresini yitirmiş fedai tümcelerin?
Yüklemlerin dili varmıyor, neresine takıldın sana adanmış sözlerin?
Ne zaman ayakbağı olsa kaldırımlarıma,
Üstüne toz kondurmayan yolların bitimsizliği,
İçine dert oluyorsun , tek tarafı sırlı aynanın
Kaygan nazarların celbiyle , soluyor yanında herşey,
Miadı doluyor güzelliğin, ırmaklar susuyor ben susuyorum
Dokunuşunu duyumsadığım hicranlarının saklısındayım
Biliyorum... kirpiğimde sürgün bir gözyaşı kadar , özgürlüğe aşıktın sen
Tokmağına yelken açan bir kapının eşiğinden atlarken
Lakin , yaşlanıyoruz ben ve kalbim .. gün be gün
Kilitli susuşlarım,, belirsiz menziller kadar üzgün
Ve yıldızlarımı öğüten değirmenler , acısını çıkartınca yalnızlığımın
Yeniden doğuş müjdesini fısıldıyorum,
Devrilen cümlelerimin yıkıntılarına
Şimdi ellerin kentinde... eldeğmemiş bir kahırla
Vuslata müştak yüreğimdeki hayalinleyim
Aklıma düşüşünün sıla olduğu mevsimlerdeyim
Kimbilir... belkide .... son mevsimdeyim
*************************YİTİK ÖZNE********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder