11 Ağustos 2009 Salı

Ve yollarında örmüştüm saçlarımı İstanbul....mahşere saklamıştım sancılarımı.......


Kırışık çığıltılar,devrik bestelerin takırtısı kök salmıştı çamurumda
Tabutumun diz çöktüğü yabani yol,ahdimin yılgınlığıydı.
Ve Sen İstanbul!
Köprü köprü , kemer kemer yürüyordun kanı deli ırgat çocukluğuma
Demir attın bana İstanbul
kemirdin slogansı kalabalıklığımı…

Plastik umut salgılayan oyuncaklar savaştırılıyordu avucumda
Ve sen İstanbul!
Sıyrılıp hışmından ana kucağı gibi filizleniyordun bağrımda.
Aşka vedaların önüne geçip yalan harfleri
bir bir idam etmek yürek davalarında

Kapı tokmağına destansı sevdaların mührünü vurmak;
günahlarımdan arınmak adına.
Ve gürlemek, velud göğsüne yaslanan siyah çelenkli , hayın bakışlara
Yağız duvaklı korkularına çığ gibi kükretebilmek kahrımı!

Sebebimdir İstanbul bunca yangının onca hıçkırığı…
Ve Sen!Körpe yumruğumla gömüldüğüm Vefa’msın.
Ölümü deşip diri surlarını giyindiğim diyârsın!
Yalın ayak , kirpiklerinde süründüğüm ân , beni anlarsın

Teneffüssüz kalır hüznüm İstanbul!
Ya Bâb-ı Kız Kulesi’nde prangaladığım sırrım…
Ketum hasretimin yıldırımlarını rahminde taşır mısın?…
Ağlarsan , göz yaşlarını yüreğime damıtır mısın İstanbul!
Ve bir ah…

Gül-diken mahkemesinde
mihribanî dudaklarımdan bengisu fışkırtabilsem
Mahbes yokuşlara,maskeli suretlere utancı tükürsem
ve mâbed diyarına göçsem
O diyar “Sen” olsan;
dingin, iffetli nağmelerinin hıfzında tütsem…

Ve sen gitmesen benden İstanbul!
Gitme Sen…
Senle yaşayıp, senle ölmeye,
senle “gül” bitmeye hükümlüyüm ben!
Ve yollarında örmüştüm saçlarımı İstanbul!
Mahşere saklamıştım sancılarımı…
Bırakma beni…
Ne olur “gitme!”de…

1 yorum:

  1. Hayret ...............
    Bir şehri bu kadar derin duyumsayan yüreğe maşallah doğrusu

    YanıtlaSil