12 Temmuz 2009 Pazar


Son yetimin çığlığıdır yüreğimde bombalanan

Bu gün yetim bir ana rahmi yırttı dünyanın feryadını. Esrik bir bekleme salonunda bombalar düşerken üzerine çocuğun elinde gazze, yüreğinde gazete sayfalarının manşet sözleri. Yine bombalar yağmur oldu yağdı, bir çocuk bekleme salonunda annesiz kaldı. Anne ikinci ölümüydü dünyanın. Zaten babasını yitirmiş hayatta bir de anne acısıyla sarsıldı gök kubbe.

Sen yetim çocuk, eli sapan tutan ellerin artık yok, intifadada parçalanan parmaklarına bombalar yağdı gökten. Göklerin bile işgal altındayken sen hangi uçurtmanı uçuracaksın özgürlüğe ve insanlığa.

Bizim yüreğimiz yangın yeridir. Bizim yüreğimiz tepeleri işgal edilmiş Filistin kadar kahır ve ölüm doludur. Bizim yüreğimiz narkozsuz bıçak altına yatan İsmail’in yeridir. Bizim yüreğimiz neştersiz ve fakat bombalarla deşilmiş bir Filistinli çocuğun gözleri kadar ağlamaklı ve çamurla islenmiştir. Bizim yüreğimiz tur’dur Musa bizim yüreğimizden seslenir akşam teheccüd miktarı bir dua ile niyaz eder Allah’a. Ve bizim yüreğimiz Musa’nın elindeki asa kadar düzgün ve burguludur. Zalime çelme takmak için kıskacına merhamet aşılamıştır. Bizim yüreğimiz isa’dır. Bizim yüreğimiz İsa’nın çarmıhındadır. Ve en önemlisi bizim yüreğimiz Hira’dır. Mekke’dir, Medine’dir.

Tüm peygamberler bizim peygamberimizdir. İsa artık Hıristiyanların değil bizimdir. Musa artık israiloğulların değil bizimdir. Bize gönderilmiştir Fahr-i kâinat bizim için elçidir o. Hepsi bizimdir. Çünkü biz mustazaflarız. Çünkü biz yürekleri en çok yananlarız. Çünkü biz ağlarken gözyaşı yerine yüreğimizden kan akıtanlarız. Çünkü biz yenilen bir daha yenilen defalarca yenilen ve bu yenilgilerden sonra güçlenen damarlarına iman aşılanan ve çocuk ölümlerine, inen bombalara, yağan kurşunlara, göğsümüzü siper edenleriz.

Ey çocuk. Aa çocuk. Melek çocuk. Sen bilir misin ki dağları işgal edilmiş bir ülke bizim ölümlerimizi kusar şehre. Akşam inince, çekilince güneş dağlardan bizim seslerimiz yankılanır sokaklarında. Bizim öfkemiz ve bu öfkelerde dua dua dua diye ellerimiz karıncalanıncaya kadar ettiğimiz niyazlar sallar yeryüzünü.

Bu gün dünya gazze’dir. Bu gün dünya Filistin’dir. Bu gün dünya senin gözlerinden akan iki damla yaştır. Bu gün dünya senin kanını akıttığın yerdir. Bu gün dünya senin attığın iki taşa fedadır. Bu gün dünya babanı gömdüğün anneni aldığın toprak kadardır.

Yüreklerimize narkoz işlemez bizim. Acının kralını yaşadık, günlerden gazze ve bombalanan aslında senin başın değil bizim inancımız. Bizim öpmeye kıyamadığımız ellerin ve ayakların. Sen barışın güvercinini uçururken göklerde bombalarla kanatlarını yoldurdular. Uçurtmanı saldığın göklerde artık savaş uçakları ve alfabenin f’si ile başlayan tayyareler kapladı her yeri. Bir uçurtmalık yer kalmadı göklerde. Sen iyisi mi uçurtmanı yüreğimizde uçurt. Bizim yüreğimiz okyanuslar kadar geniş ve derindir. Ve Allah’ın vaadi gerçektir. Sabret kuzum, sabret meleğim. Sabret.

Son yetimin çığlığıdır yüreğimde bombalanan. Sesini yıksın diye üzerine çullandı akbabalar. Leş sürüleri, katil köpekler. Ama biz duyduk, bilendi öfkemiz. Bilendi sözlerimiz ve gözlerimiz. Yüreğimizi burguladık, demir ocaklarında yonttuk, saçımıza kül yağdı, gözlerimize isi sindi ateşin.

Şimdi kalbimiz belirgin çarpar sesini. Kalbimizin attığı yer senin kanının düştüğü yerdir. Senin kanın düştüğü toprakta ne zaman al güller açarsa o zaman cennet sayacağız o günleri. Cennet bileceğiz. Sen uçurtmanı kalbimize sal. Kalbimiz hazırdır tüm allı morlu renkli desenli uçurtmalara. Kalbimize sar, üfle yittiğimize.

Çığlığını sardı dünya senin, gözlerini unutmayacak, kanının damladığı yerde, biz tekrardan gömüleceğiz. Üzerimizi nefesin sarsın gazze, üzerimizi kokun sarsın…

Bilal Can

1 yorum:

  1. Son yetimin çığlığıdır yüreğimde bombalanan sözün bittiği yer yüreğine sağlık

    YanıtlaSil