28 Ekim 2010 Perşembe


*** ÖZ İLE GEÇMİŞ*
Geçmişteki özüme sözüm geçsin diye
Muradınca uzun tuttum düşlerin ipini
.................................................
Nazlanıp usandıran bir kaç kelime için
Değmiyor öfkelenip kağıtları yakmaya
Alçısı yeni alınmış gün doğumlarında
Sancılı şiirler düştü sayfalarıma
Vezinsiz bir hayat benim harcım değil
Aksanı bozuk harfler silinsin defterimden
İki ayrı yakasında, iki ayrı yalnızlık masalı
Kısa metrajlı kentlerin yüzünden dökülen
Dört delikli bir düğmeye benziyor mevsimler
Her bahar çıkışında gömleğimden sökülen
Salkım salkım yorgunluğu dinlendiren ağustos
Neden dağlarda kül bırakmayan yangınlara aldırmaz?
Ne zaman paltosunu asacak bir ağaç arasa nisan
Gökleri direksiz tutan gücü farkediyor insan
...ve varacağı son yere saniye tutan rüzgar
çatlamış dudaklarda ihya nefesi olduğunda
Sonsuza biad etmenin huzuru yeşeriyor
Söküldüğü yere tayini çıkan çiçeklerin
Karınca suretinde filizlenen koruluğunda
Ne zaman başı dönse rüyalarımın
Sekteye uğrar gece dönmez sabaha
Harcanmış vakitlerin hesabını vermedim daha
Lakin kimseye verecek hesabım yok şükür Allah'a

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder